Genel olarak böbrek yetmezliği, böbreklerin işlevlerini tam anlamıyla yerine getirememesi sonucunda ortaya çıkmaktadır. Bunun en belirgin göstergesi, hastanın kanında bulunan üre ve benzeri zararlı maddelerde artış olmasıdır. Böbrek yetmezliği kendisini iki şekilde göstermektedir: akut böbrek yetmezliği ve kronik böbrek yetmezliği.

Akut böbrek yetmezliği günler veya hatta saatler içinde aniden ortaya çıkabilir. Bu tür böbrek yetmezliğinde böbrekte oluşan hasar genellikle geri döndürülebilirdir ve sadece böbreklerin çalışmayı durdurduğu zamanlarda diyalize ihtiyaç duyulmaktadır. Kronik böbrek yetmezliğinde ise durum farklıdır. Kronik böbrek yetmezliği uzun zaman içinde, hatta yıllar sonra bile ortaya çıkabilir. Hastalık sinsi ilerler ve böbrekleri yavaş yavaş bozar. Kronik böbrek yetmezliği olan hastalarda hastalığın ileri evrelerine kadar hiçbir belirti olmayabilir.

Hem akut hem de kronik böbrek yetmezliğinde, böbreklerin zararlı maddeleri dışarı atamaması nedeniyle bu maddeler kanda birikmekte ve birden fazla organ ve sistemi etkilemektedir.

Bu belirtilerden biri ya da birkaçı görüldüğü takdirde, kişinin ilk olarak bir doktor ile görüşmesinde yarar vardır. Zira bu belirtiler farklı hastalık belirtileri de olabilmektedir.

Günümüzde kronik böbrek yetmezliğinin tedavisinde başarı oranı oldukça yüksektir. Ancak, kronik böbrek yetmezliğinde yalnızca ilaç kullanımı hastanın tedavisi için yeterli olmamaktadır. Ayrıca böbreğin işlevini yerine getirecek farklı tedavi yöntemleri gerekmektedir. Bu yöntemlerden ilki diyaliz, diğeri ise böbrek naklidir.

Erken teşhis, kronik böbrek yetmezliğinde hayati öneme sahiptir. Diyabet ve yüksek tansiyon gibi risk faktörlerine sahip bireylerin düzenli olarak böbrek fonksiyon testleri yaptırmaları önerilir. Ayrıca, sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, dengeli beslenmek, düzenli egzersiz yapmak ve sigara kullanmamak böbrek sağlığını korumada önemli rol oynamaktadır.