Kronik Hepatit B, Hepatit B virüsünün (HBV) vücuda girdikten sonra 6 aydan fazla bir süre boyunca devam etmesiyle karakterize edilen bir hastalıktır. Virüs, karaciğer hücrelerinde çoğalarak bu hücrelere zarar verir. Hastalığın başlangıç etkeni virüsler olsa da, kronik hepatit B durumunda bağışıklık sisteminin karaciğere verdiği zarar, virüsün kendisinin verdiği zarardan daha fazla olabilir.

Kronikleşme durumu, kişinin yaşına, enfeksiyonun bulaşma biçimine ve bireyin genel sağlık durumuna göre değişir. Yüksek riskli bölgelerde yeni doğan bebeklerde anneden geçiş %95 oranında kronikleşme riski taşırken, çocukluk döneminde aile bireylerinden enfekte olan çocuklarda bu oran %30'dur.

Kronik hepatit B, karaciğer ve dalakta büyüme, sarılık, karında asit oluşması, karaciğerle ilgili karın içi damarlarda basınç yükselmesi ve buna bağlı olarak üst sindirim sistemi kanamaları gibi belirtilerle kendini gösterebilir. İlerleyen vakalarda siroz gelişebilir. Enfeksiyonun başladığı yaş, alkol alışkanlığı, delta virüsü ko-enfeksiyonu, cinsiyet farkları, HCV ko-enfeksiyonu ve hepatit B genotipleri gibi faktörler hastalığın ilerleyip siroz ve karaciğer kanseri gibi ciddi sorunlara yol açmasına neden olabilir.

Kronik hepatit B enfeksiyonu olan bireylerde hepatit B taşıyıcılığı %70-90 arasında değişir. Taşıyıcı olan bireylerin %10-30'u kronik hepatit B hastasıdır, ancak karaciğer enzimleri genellikle normal veya normale yakın seviyelerde seyreder.

Kronik hepatit B hastalarında hepatosellüler kanser gelişme oranı yıllık %0,2 iken, sirozlu hastalarda bu oran %2-3'tür. Bu nedenle, kronik hepatit B ve sirozlu hastalarda 6 aylık periyotlarla batın ultrasonografisi (USG) ve alfa-fetoprotein testleri yapılması önerilmektedir.

Diğer bireylere hepatit B'yi bulaştırmamak için bazı önlemler almak gerekmektedir. Bu önlemler şunlardır:

Halk arasında öksürme, hapşırma, yanaktan öpme, çocukları emzirme, içilen su ve yiyeceklere dokunma gibi yollarla hepatit B bulaşacağı düşünülmektedir. Ancak bu yanlış bir inanıştır. Kronik hepatit B hastalarının iş yerlerine ve okullarına gitmelerinde herhangi bir sakınca yoktur.

Kronik hepatit B'nin tedavisi için virüsün çoğalmasını engelleyen ve karaciğere zarar vermesini azaltan ilaçlar bulunmaktadır. Kişiye tedavi uygulanıp uygulanmayacağına uzman bir doktor karar verir. Tedavi ile hastalık bazı olgularda tamamen ortadan kalkabilir. Birçok hastada ise virüsün çoğalması durdurularak karaciğere olan zararlı etkisi engellenir.

Kronik hepatit B'si olan bir kadın hamile kalırsa, bebeğine doğum sırasında hepatit B immün globulini ve hepatit B aşısı yapılmalıdır. Bebeğin gerekli işlemler yapıldıktan sonra bağışıklık geliştirip geliştirmediği izlenmelidir. Annenin bebeğini emzirmesinde hiçbir sakınca yoktur. Bebeğe sütten bulaşma korkusuyla bebek anne sütünden mahrum bırakılmamalıdır.